Etmeyin reis bey, siz ağlayamazsınız! Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz!
***
Siz merhametten acıma duygusundan yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerinde haklısınız. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için, en büyük hakkı kaybediyorsunuz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden... buz çölünden yol alıyorsunuz!
***
Katil evladım, düşün bu akşam kumarda kaç para kaybettin. Bu parada ne kadar insan ve emek hakkı var düşünsene, kaç hamalın alın teri, kaç yoksulun ilaç ve ekmek parası, kaç öksüzün kundura bedeli? Çocuklar bütün bu hak sahiplerine acıyan parasını nasıl bir zara bir kağıda nasıl emanet eder? Düşünmeye kurcalamaya luzum yok, acımak düşünmektir, acımak bulmaktır, acıyın yeter. Can taşıyan yüreği atan her yaratığa acıyın. Hepsinin üzerinde insana, buruş buruş beyni, alnı ve çenesi ile gözyaşı döken insana acıyın.
***
Katil sevigli oğlum sendeki merhamet istidadını kimsede görmedim. Şu içinin gizli tarafını dışara çıkarabiliyor musun bütün mesele onda. Nasıl öldürürsünüz?.. Göz! Bu renk renk dünyaları, bu en yakın zerreyi, bu en uzak yıldızı gören göz... Ona nasıl toprak doldurursunuz? Kalp dediğimiz, bütün gücümüzü veren esrarlı tulumbayı nasıl kırar, parçalarsın? Bunları yapmayı bırak bir yana; işte yanlız bu imkan var diye nasıl dövünmez, yırtınmaz tepinmezsin?
***
Gelin çocuklar, kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım!.. Mazlumun keninde kıyılana Zaliminde kendinde kıydığına ağlayalım. Zalime daha çok ağlayalım çoçuklar zalimde beni ve kendinizi görün. Ağlayanlardan olmak varken ağlatanlardan olmak reva mı?
***
Ver bana bıcağını ver. Sen de ver hadi! Herkez versin. Makinesi olanda versin. Çocuklar size bir teklifim var, var mısınız? Gelin bir çete kuralım sizinle, bir gözyaşı çetesi. Ve insanlığa gözyaşını öğretinceye kadar onları delik deşik edelim ama bıçaklarla değil, ıslak kirpiklerimizle. Ne kadar hırsız, yan kesici, dolandırıcı, katil, ırz düşmanı, zehir satıcısı, kumarbaz varsa alalım aramıza. Ne kadar hakim, avukat, muharrir, profesör, tüccar, işçi, mühendis, doktor varsa alalım. Acıyanları ve acınanları alalım, buyrun diyelim, acımayı merhameti cemiyete başlı başına şifa kabul edenler birleşin. İnsanlığa yeni bir kurtuluş yolu, katili tezgahtar, hırsızı kasadar, dolandırcıyı tahsildar yapalım. Bakalım saklı parayı çarpan yan kesici açıkca eline teslim edileni ne yapar? Korunanı vuran katil, bakalım bağrını açanlara ne yapar? Şüphe usulunun beslediği kötülük itimat sistemi önünde büs bütün şahlenır mı, dize mi gelir görelim?
***
Merhamet hava gibi su gibi muhtaç olduğumuz iksir. Baş aşağı bir cemiyeti, baş yukarı edecek bir kudret. Acımasızca idama götürdüğüm çocuk bana "buz çölünde yol alıyorsunuz" demişti. Hepimiz bütün insanlık buz çölünde yol alıyoruz. Aldığımız nefesler bile sip sivri kayalar şeklinde donuyor. Bakarken gözle bıçaklıyor, dinlerken kulakla zehirliyoruz. Damak kirletiyor, el solduruyor. Bütün bunların kanunlarını bilmiyoruzda, kanun çıkarmaya kalkıyoruz. Olur mu hiç? Sen kaplanı yetiştir besle, sonra pençe atıyor diye kement at ipe çek, yazıktır kaplana, günahtır kaplana. Merhamet!
***
Beni eski anlayış ve prensiplerimle mahkum ettirmek istiyorlarsa, bilsinler ki ben zaten onun mahkumuyum.
***
Asla diyorum asla! Boş toprakta define aranırcasına suçlu aranmaz, ancak meydana çıkarsa görülür,
***
Bu ne acındırıcı mantık, benim merhamet tezim bir dedektif kaidesimidir ki suçluyu bulsun.
Ben diyorum ki; her fert başucuna suçlu benim herkes suçsuz levhasını asmalıdır.
Ben diyorum ki; yegane kurtuluşumuz herkesin herkesi affetmesindedir. Daha ötesi kanunların sorumluluğuna girer, ama görüyorum ki anlatamıyorum, hissediyorum ama anlatamıyorum.
Çocuk. Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz dedi, Ağladıkça anlıyorum, artık tüm mantık hesaplarımı kaybettim, hemde öylesine kaybettim ki amerikada bir cenayet işlensede Dünya çapında bir ses sorsa katil kim ? Benim diye haykırabilirim. Soğuk kış geceleri köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında, isterse çareme adli tıp baksın, fakat bir hastaneye girsemde kan kanserini çeken bir hasta görsem, acaba onları bu hale ben mi getirdim diye düşünüyorum.
Ben ne yaptım ? Uykuda, baygınlıkta, Annemin karnında babamın kanında hangi cinayeti işledim, hangi mukaddesi kirlettim ki, kendimi gelmiş gelecek tüm fenalıkların sorumlusu biliyorum. Dışımda ne arıyorlar, içime doğru suçluyum ben. Bir de kalkmış belki kendimden birine ondan öbürüne geçer bir merhamet yangını çıkar, bütün ülkeyi sarar diye tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum
******